13 Aralık 2007 Perşembe

MERHABA !

Merhaba herkese,

İnsanları, olayları, yorumları okumak çok güzel.. Okunana katılıp yorum yapmak veya ters düşüp eleştirmek, yazar için en güzel geri beslemedir sanırım.

Geçenlerde yine bu sitede çıkan bir yazıya (bkz Moskova Muhtarı –Kış uykusu konulu yazı) tepki mail’i atınca farkettim ki tepki verme hakkını kendimde bulabilmem için, önce kendi görüş ve yorumlarımı belirtmem gerek. Aksi halde “yapan yapar, yapamayansa eleştirir” kalıbına girmekteyim. İşte bu düşüncelerle ben de kendimce sesimi ulaştırmak istedim, altı yıldır yaşadığım bu soğuk şehirden.

Buraya ilk kez gelen herkes gibi ben de önceleri korkak, çekingen ve önyargılıydım. Nasıl olmayayım ki? Dil desen çözülecek gibi değil; hava koyu, soğuk ve saldırgan… Metro ile gezerkenki tedirginliğimi ise bugün bile ürpererek hatırlarım.

İlk geldiğim günlerde yazdıklarım arasındaki şu paragrafta tanımlamışım biraz hislerimi:
“Aynı hamurdan yoğrulduğum insanların dilleri benden çok uzakta dönüyor; sıkılıyorum. Anlatacak, anlayacak onca şey içinde ‘anlamıyorum’ diyebiliyorum sadece. Benim olan evimde, benim olmayan dilde yazılar okuyorum. Kocaman bir düğümün bir tarafından bir ip bulup çekmeme az kaldı biliyorum. Gayretim kendimden büyük!” (şubat 2002)

Yıllar içinde Moskova’nın farklı yüzleri yansıdı hayatıma; önce tek başıma ve eşimle gezdim bu şehri en turistiğinden. İnsanlar tanıdım; arkadaşlar, dostlar edindim zaman içinde. Derken herşeyin tam yerini, gizli köşeleri, alışveriş cennetlerini keşfettim. Bunlarla beraber –idareten- rusçam oldu. Yolları, kuralları, raconları öğrendim; - bazıları pahalıya patlasa da- çokça tecrübe biriktirdim kendi hesabıma…

Şimdi nerde yeni gelen birini görsem ilk zamanlarımı hatırlarım. Ve aklımca onlar da aynı sıkıntıyı yaşamasın diye elimden geleni aktarmaya çabalarım. Oysa ki herkes kendi payınca çekmek zorundadır aynı veya benzer sıkıntıları başlarda… Kimsenin tecrübesi kimseye yeterince ders olamıyormuş ne yazık ki..

Sıkılmadan sıkmadan, yavaş yavaş anlatırım umarım; dinleyen bulunursa elbet.

Sevgiler, mutluluklar..

Özlem Bağcı
9 Kasım 2007

Hiç yorum yok: